Isı Transferinde Dünyanın İzlediği Türk Mühendis
Prof. Dr. sadık kakaç, ısı transferi alanındaki bilimsel çalışmaları ve mühendisliğe yapmış olduğu sürekli katkılarından dolayı oybirliğiyle amerikan makine mühendisleri Birliği (asme) Şeref üyeliği’ne seçildi.


Isı transferinin önemli alanlarında bilimsel gelişime katkıda bulunmaya çalıştım. Yazdığım ve dünyanın birçok üniversitende okutulan ders kitapları ile bilimsel konferanslarda davetli konuşmacı olarak ısı transferi konusunda gerçekleştirdiğim sunumların Amerikan Makine Mühendisleri Birliği (ASME) Başkanlık Divanı’nın dikkatini çektiğini düşünüyorum. Uluslararası mühendislik eğitim ve araştırmaları alanında liderlik rolü üstlendiğimi düşünen ASME Başkanlık Divanı ve ASME Ödül Komitesi, oybirliğiyle şahsımın Şeref Üyeliği’ne seçildiğini Haziran’da tarafıma bildirdi. 18 Kasım’da ABD’de yapılacak törenle alacağım şeref üyeliği, makine mühendisliğinin farklı alanlarında çalışan bilim insanlarına verilen hayat boyu başarı ödülüdür. Türk bilim insanı olarak bu ödüle layık görüldüğüm için çok mutluyum.
Isı transferi konusunda yaptığınız bilimsel çalışmalarla dünyada aldığınız başka ödüller var mı?
Isı transferi, elektronik cihazlar ile bilgisayarların soğutulmasından, nükleer santrallerden başlayarak, bütün enerji sistemlerinin geliştirilmesine, ısıtma-soğutma sistemlerinde tasarım ve uygulamalarına kadar, makine mühendisliğinin önemli alanlarından birisidir. Bilimsel araştırma ve uygulamaları bu konuda yoğunlaştırdığım için ODTÜ, Miami ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji



Türkiye’deki araştırma-geliştirme çalışmalarıyla ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Türk akademisyenlerin sizce artıları ya da eksileri nelerdir?
Birçok önemli sanayi kuruluşunun Ar-Ge merkezleri olmasına karşın ülkemizde bilimsel araştırmalar genel olarak üniversitelerde yapılıyor. Ar-Ge çalışmaları için yetenekli genç bilim insanlarına ve gerekli laboratuvar donanımlarına gereksinim duyulur. Bu nedenle Türkiye’de bilimsel araştırmalar eski devlet üniversitelerinin bazılarında ve yeni kurulan vakıf
üniversitelerinde yoğunlaşmış durumdadır. TÜBİTAK, DPT gibi kuruluşlar araştırma yapan akademisyenlere mali kaynak sağlamaktadır. Türkiye’de üniversite-sanayi işbirliği hızla gelişiyor. Sanayi, problemlerinin çözümü için üniversitelere geliyor veya öğretim üyeleri sanayi tesislerinde çözüm arayışlarını sürdürüyor. Üniversitelerde, öğretim ve araştırma dengelenmelidir. Ancak o zaman üniversiteler misyonuna uygun hareket etmiş olur. Fakat bazı yurt dışı üniversitelerde olduğu gibi, araştırma yapmayan, üst düzey teorik eğitimle sadece lisans derecesi veren üniversiteler de çok değerlidir. Almanya ve Amerika’da böyle eğitim kurumları mevcuttur. Her üniversitenin araştırma üniversitesi olması zorunlu değildir. Devlet üniversitelerinde yöneticiler öğretim üyeleri tarafından seçilir ve maaşlar performansa göre verilmez. Bu durum, tam gelişmeye engel olmaktadır.Türkiye’nin beyin göçünü önlemesi ya da zaman içinde tersine beyin göçünü sağlayabilmesi için kimlere ne tür görevler düşüyor?Türkiye’de çok kaliteli devlet ve vakıf üniversitelerimiz bulunuyor. Lisans eğitiminin, yurt sınırları içinde tamamlanmasının ülkeye çok önemli katkıları bulunuyor. Fakat bir lise mezununun sistem dolayısıyla istediği meslek dalını Türkiye sınırları içinde tamamlaması mümkün olmayabilir. Bu durumda, dış ülkelerde tamamlama yoluna gidilebilir. Sanayide görev alacak veya kendi işini kuracak olan gençlerin, yüksek lisans yaparak, mastır derecesi almalarını zorunlu görüyorum. Araştırma merkezlerinde çalışmayı veya akademik kariyer yapmayı hedefleyen gençlerin ise doktoralarını tamamlamaları gerekiyor. Doktora ülke içinde de yapılabilir ve birçok alanda yurt dışındaki önemli üniversitelerde yapmakla eşdeğerdir. Fakat bazı bölümlerde yabancı bilim adamlarıyla ilişkiler açısından yurt dışı doktora özellikle tavsiye ediliyor. Doktora yapan öğrencilerin, ülkelerine dönmelerinde, mevcut çalışma şartlarıyla birlikte pek çok unsur etkili oluyor. Vakıf üniversitelerinin kurulması ile kariyer seçen gençler için yeni imkanlar doğdu ve doktoralı gençlerin yurda dönüşleri hızlandı. Vakıf üniversitelerinde genç öğretim üyelerinin çoğunluğu, AB ve Amerika’dan doktoralı öğretim üyeleridir. Birçok devlet üniversitesinde de yurt dışında
doktoralarını tamamlamış genç öğretim üyeleri bulunuyor. Dolayısıyla sistem bir süre sonra kendi kendini dengeliyor. Çin’den gelip, Amerika’da kalan bilim adamlarının, Çinli öğrencileri doktora için yanlarına alıp, mali destek vererek onları yetiştirmeleri Çin’in gelişiminde etkili olmuştur. Amerika’daki birçok üniversitede tanınmış Türk bilim adamları da aynı şekilde Türk öğrencilere destek oluyor. Miami Üniversitesi’nde görev yaptığım sürede, birçok Türk gencine destek oldum. Birçoğu ülkemizdeki üniversitelerde ya da farklı endüstri kollarında çalışmalarını sürdürüyor.
Birçok önemli sanayi kuruluşunun Ar-Ge merkezleri olmasına karşın ülkemizde bilimsel araştırmalar genel olarak üniversitelerde yapılıyor. Ar-Ge çalışmaları için yetenekli genç bilim insanlarına ve gerekli laboratuvar donanımlarına gereksinim duyulur. Bu nedenle Türkiye’de bilimsel araştırmalar eski devlet üniversitelerinin bazılarında ve yeni kurulan vakıf


Kariyer hedeflerini belirlemek isteyen genç mühendis adaylarına hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Mühendislikte minimum tahsil, mastır derecesi almak olmalıdır. Eskiden makine, elektrik ve inşaat ile sınırlı olan mühendislik dalları çeşitlendi. Geçmişin mühendislik dalları kendi içinde bilgisayar, iletişim teknolojileri, malzeme, mikro/nano teknolojiler, endüstri, biyomedikal gibi birçok ihtisas dalına ayrıldı. Lisans eğitimi alacak öğrenciler için seçenekler arttı. Gençler için önemli olan kendi arzularına ve yeteneklerine göre teknik konulardan birisini seçerek doğru yola yönelmektir. Yetenekli, çalışkan gençler için ülkemizde her imkan mevcuttur. Gençlerin başarılı olabilmek için verilen eğitimleri önemsemeleri, öğretim üyeleri ile iletişimi güçlü tutmaları ve yaz aylarında endüstride pratik yaparak çalışacakları alanla ilgili gelişmeleri sürekli takip etmeleri gerekiyor.
Kaynak:http://www.moment-expo.com/isi-transferinde-dunyanin-izledigi-turk-muhendis
Mühendislikte minimum tahsil, mastır derecesi almak olmalıdır. Eskiden makine, elektrik ve inşaat ile sınırlı olan mühendislik dalları çeşitlendi. Geçmişin mühendislik dalları kendi içinde bilgisayar, iletişim teknolojileri, malzeme, mikro/nano teknolojiler, endüstri, biyomedikal gibi birçok ihtisas dalına ayrıldı. Lisans eğitimi alacak öğrenciler için seçenekler arttı. Gençler için önemli olan kendi arzularına ve yeteneklerine göre teknik konulardan birisini seçerek doğru yola yönelmektir. Yetenekli, çalışkan gençler için ülkemizde her imkan mevcuttur. Gençlerin başarılı olabilmek için verilen eğitimleri önemsemeleri, öğretim üyeleri ile iletişimi güçlü tutmaları ve yaz aylarında endüstride pratik yaparak çalışacakları alanla ilgili gelişmeleri sürekli takip etmeleri gerekiyor.
Kaynak:http://www.moment-expo.com/isi-transferinde-dunyanin-izledigi-turk-muhendis
Yorumlar
Yorum Gönder